14 Eylül 2007 Cuma

eve geldim..

herhalde benim `disari cikiyorum` subjectli mailimi bu asagidakini yazdiktan sonra almissindir, senin maillerin biraz gec ulasiyor bana bazen,,,
disari ciktim, dedigim gibi once tramvaya sonra da tren degilmis metroymus, metroya bindim ve ikea'ya gittim. 12'de girdim, 13'te ciktim, 500 euromu da bozdurdum cok sukur, yalniz ikea'ya dogru giden metro hep zencilerle doluydu, yanimda bir tanesi uyusturucu iciyordu, ayakta zor durdugundan uyusturucu olduguna eminim.. odum patladi vallahi, kimseyle goz goze gelmemeye calistim, cok degisik tipler var :( bir de sanirim ben de biraz irkcilik mi var desem ne desem yok nefret etmiyorum da korkuyorum ben zencilerden, zencinin geldigi yerde yolumu degistiriyorum, birine soru sormam gerekiyorsa zenci olmayan birinin gecmesini bekliyorum.. sanirim amerikan filmleri beynimi yikamis, egitim dersi aldigim zamanlarda hocamiz, cnn'in, bbc'nin haberlerini izleyin ne zaman turkiyeden bahsetseler basortululeri gosteriyorlar, iste o yuzden yabancilar turkiyedeki kadinlarin hep kapali oldugunu saniyor veya araplari teroristlerle ozdeslestiriyorlar.. kurtlere turkleri antalya sahillerinde guneslenen insanlardan ibaretmis gibi tanitirlar felan diyordu, yani demem o ki, 30 yillik hayatimin zehirli onyargilarini tasiyorum burada da...

ikea'dan cikinca bayagi rahattim, donus yolundayim, evime gidiyorum diye, bu arada yanima mp3 playerími almistim allahtan muzik bir cok sorunu cozuyor, :) donus yolunda ayni hattan uc farkli yone metro geciyor, ben sanirim yanlis birine bindim, istasyonda o sirada 50 numara yaziyordu ama belki de gelen 50 numara degildi, bilemeyecegim, velhasil kendimi amsterdam'a giderken buldum.. bir de tiklim tikis kalabalikti ki sorma, bir sonraki durakta kendimi disari zor attim,.. burada hic bilet kontrolu yok, daha dogrusu belli istasyonlarda var, herkes ya istasyona giriste ya da trende ya da peronde biletini okutuyor, eger biletsiz yakalanirsan 37 euro mu ne cezasi var.. fakat gelgelelim ben kac istasyon icin kac bilet okutacagimi bilemiyorum, boyle 10 tane kutucuk var, gidecegin mesafeye gore bir kac tane kutucugu birden okutuyorsun, ingilizce bir aciklamaya rastlamadigim icin ben ne yapiyorum, kafama gore bilet okutuyorum, bir de magnetik kart var en pratigi o aslinda, sanirim o gidebilecegin en uzak mesafeye gore para dusuyor.. nerde kaldim?? evet bir sonraki istasyonda indim, allahtan cizelgeler, tablolar evrensel, onlari okuyup anlayabiliyorum. ters istikamete gectim, gecerken yukarida bilet kontrolu vardi, manyetik kartimi gosterdim okey dediler, gectim, cok sukur,, :) sonra 51 numarayi beklemeye basladim, bekle allah bekle gelmez.. bakiyorum 14:02'de peronda olacak yaziyor, ama 53 geliyor, 54 geliyor benim 51 yok, tam yarim saat bekledim arada bir tanesinin numarasini okuyamadigim icin binme riskini goze alamadim, sanirim o da 51'di, neyse tam umidimi yitirip, "number 51 stops here, doesn't it?" cumlecigini kafamda kurgularken geldi nihayet, ay o ne mutluluk,.. sevincimden mp3'umu bile susturdum. sonucta labirentinde dolasan fare gibi ben de evimin yolunu bulmus oldum. fakat son bir challenge, anahtarim kapiyi acmiyor, tekrar resepsiyona indim, i couldn't open the door, dedim, bilmiyorum dogru mu dedim, ama elimde anahtari sallayinca ve de sanirim open the door'dan anladilar ve bana acan bir anahtar verdiler. odama ciktim ve dun yaptigim pilavla yogurdu yiyorum. yogurt dedigim sey aslinda ayran. bizim kutu sutler var ya onlarin icinde satiliyor yogurt, sade yogurt.. tadi yogurt gibi ama kivami degil, en iyi cacik ve ayran yapilir,, :)

birazdan tekrar cikip amstelveen merkeze gidecegim ve yine supermarket alisverisi yapacagim,, ne yapayim su bitti, .. baska eksikler de bulurum zaten oraya gidince aa deterjan da almam lazim, camasir yikayacagiz laundry'de..

Hiç yorum yok: